İmdat !! Eşim bir manik-depresif...

Size bu sözcükle ilk defa nasıl tanıştığımı anlatayım. Aslında isteyerek, bilerek olan bir tanışma değildi. Daha çok zorunluluk şeklinde oldu. Bir gün eski eşimin annesi aradı cep telefonumdan. Onu da az önce oğlu aramış, GZ şirkette rahatsızlanmış ve şirket doktoru özel araçla eve gönderiyormuş. Benim de eve gelmem iyi olurmuş.

Durumun vehametini tam kavrayamamış olaraktan atlayıp arabaya geldim eve tabi. GZ de geldi. Son zamanlarda biraz garip davranışları vardı GZnin ama kendisi her zaman biraz garipti zaten, o yüzden pek üzerinde durmamıştım. Bana cep telefonundaki bir çiziği gösterip, "Bak, bu ne, bu ne?" diye hesap soruyordu mesela. Genelde bana hesap sormaya meraklı olduğu için bunun da üzerinde durmamıştım. Şirketteki email hesabının takip edildiğini, yazdıklarının gizlice okunduğundan bahsediyordu. Bunlar da GZ için çok anormal düşünceler değildi, "Manyak mısın yaa GY? Kim niye takip etsin senin emaillarını..." deyip geçiyordum. Kendisini gri takım elbiseli adamların takip ettiğini söylüyordu, ben de gösterdiği yerlere bakıp gri takım elbiseli adamlar arıyordum. Göremeyince de "Manyaklaşma yine GZ" deyip geçiyordum. Fakat bunların aslında sadece GZnin zihninde olup, bittiğini asla anlayamadım. İtiraf ediyorum, bununla ilgili hala suçluluk duyarım. Geceleri uyumuyordu, devamlı yeni birşeylere başlayıp, yarım bırakıyordu: resim yapmak, roman yazmak, torba torba boncuk aldığını hatırlıyorum, elişi çalışmaları yapacaktı, takı yapmak için sanayi tüpü ve ısıtıcı havya aldı, bir kere bile kullanmadı... İşine yaramayacak şeylere çok para harcıyordu, en son eve koşu bandı almıştı, bir taraftan da spor klübüne üyeydi.

Neyse. Eve geldiğimde neler olduğunu tam hatırlayamıyorum. Acaba annesi var mıydı? Abisi kesinlikle yoktu, onu gayet iyi hatırlıyorum. Büyük ihtimalle annesi de yoktu evde çünkü evde olsa oradan kesin doktora da gelirdi. Oysa doktorda tek başıma olduğumdan kesinlikle eminim. Tahminime göre, çalıştığı yerden doktor ailesini aradığında durumu çoktan anlamıştı GZnin ailesi. Kafayla ilgili birşeydi bu, büyük ihtimal daha önce de ailede defalarca yaşamışlardı. Ve kendilerini soyutluyorlardı konudan. Daha sonra bunun örneklerini çok gördüm. Öbür taraftan azıcık hak vermeden de duramıyorum, aynı hastalıkla karşılaşan pek çok aile benzer şekilde davranırdı herhalde. Akıl hastası bir insanın yakını olduklarının bilinmesini istemiyorlardı, bunun ezikliğini daha önce çook hissetmişlerdi. Özellikle diğer kardeşler bunun kariyerlerinde nasıl bir olumsuz etki yapacağını çok iyi biliyordu. Ama ben gayet çömez ve saftım bu konuda. Hemen atladım yardım edebilmek adına. Sonuçta GZ benim eşimdi.

Doktorum BLyi aradım, randevu verdi, atlayıp arabaya hemen gittik. Sadece 15 dakika konuştular, sonra GZyi bekleme odasına gönderip beni çağırdı. "Hemen şimdi şu hastaneye gidiyorsun ve GZyi yatırıyorsun" dedi. "Eve bile uğramıyorsun, daha sonra çanta hazırlar götürüp bırakırsın hastaneye" dedi. Yanımda hastaneyi aradı ve bir oda ayarladı. Sonra da bana GZnin gerçeklikten tamamen kopmuş olduğunu söyledi. Hala olanları tam olarak anlayamıyordum. "Nesi var?" dedim. "Daha bilemiyorum, yavaş yavaş ortaya çıkar" dedi. "Hastanede ne kadar kalacak?" diye sordum. "Bir süre kalması lazım" dedi. "Gerçeklikten tamamen kopmuş" dedi yine. Hala şu iki cümle benim için çok büyük anlam ifade eder. "Gerçeklikten kopuş". Delirme. "Ne demek gerçeklikten kopmak?" dedim. "Dün akşam gittiğiniz filmdeki olayları gerçekten yaşadığına inanıyor" dedi. Evet, anlamıştım şimdi. Eşim bir akıl hastasıydı. Anlamam kabul etmem anlamına gelmiyordu tabi, daha kabullenişe çok uzun ve acı bir yol vardı.

Hayatımın en kötü, en yalnız dönemine girmiştim.

Birkaç haftada olaylar netleşmeye başladı. İlk başlarda gözüken paranoyak belirtiler yavaş yavaş kayboldu, hastalığının manik depresif yani diğer adıyla bipolar olduğu ortaya çıktı. Hiç unutamadığım birşey annesinde de aynı hastalığın olduğunu doktorumuz BL'den öğrenmiş olmamdır. Adamcağız bana "Sen bilmiyor muydun?" diye sormuştu. Yine saf saf "Yoo.." demiştim. "Siz nereden biliyorsunuz?" demiştim. "GZ söyledi" demişti bana. "Hadi yaa" diye düşündüğümü hatırlıyorum. Arkasından da "herhalde bana da söyledi ama ben unuttum" diye düşünmüştüm. Saflık ki ne saflık. Yok, artık salaklık diyorum, saflık değil.

Aslında bu hastalık duyguların bozuk olması anlamına geliyor. Duygu durum bozukluğu. Hep aşırı uçlarda yaşıyor böyle insanlar. Bazıları hasta olduklarını hiçbir zaman anlayamıyorlar, çevreleri de fark edemiyor bu durumu. Manik durumda egoları çok yüksek oluyor, kendilerini çok önemli insanlar olarak görüyorlar. İnanılmaz enerjik oluyor, uyku uyumuyorlar, çok hızlı konuşuyorlar, düşünceleri konudan konuya atlıyor, kelimeleri düşünce hızlarına yetişemiyor. Manik atak ne kadar uzun sürerse (ki genelde bir iki hafta kadar sürüyor), arkasından gelen depresif süreç onun iki katı kadar sürüyor.

2 yorum:

  1. evet bende bipolar bi eşle evliyim hastalığını kabul etmek istemiyor ve ilaç kullanmayı reddediyor hastaneye yatıcak kadar kötü olmasını mı beklemeliyim nasıl ikna ediceğimi bilmiyorum yapabildiğim tek şey kırdığı insanlara hasta olduğunu söyleyip özür diliyorum ama bu iş nereye kadar gider bilmiyorum.çok yoruldum yardıma ihtiyacım var bu arada bende 1 sene önce majör depresyon geçirdim hala tedavi oluyorum imdat diyorum

    YanıtlaSil
  2. İşiniz zor gerçekten. Bir süre hastaneye yatması en doğru çözüm olabilir. İyi bir doktoru olmalı, ilaçları doğru ayarlanmalı ve düzenli alması sağlanmalı ki hasta faydasını görsün ve daha sonra da ilaçları almaya devam etmesi kolay olsun. Sizin için de gerçekten yıpratıcı bir durumdur bu. Aklıma gelen başka bir alternatif de biraz sizin hastadan uzaklaşmanız... Bir yakınınıza gidin, birkaç hafta orada kalın. Daha sonra hastayla tekrar konuşursunuz, onu en azından bir süre hastanede yapmaya ikna edersiniz. Belki sizin yokluğunuzda yardıma ihtiyacı olduğunu anlar ve kabul eder.
    Ne olursa olsun kendinize iyi bakın. Eğer siz hasta olursanız, yakınınız daha da umutsuz duruma düşer.
    Bol şans...

    YanıtlaSil